Text und Illustration: Martin Baltscheit
Sprecher Deutsch: Timo Matzolleck
Übersetzer und Sprecher Türkisch: Murat Topbas
© Mulingula e.V., lizensiert unter CC BY-NC-ND 4.0

 

Abspielen

Tschiep

von Martin Baltscheit

 

Abspielen

Cik

Martin Baltscheit

 

Abspielen

Da fällt ein Vogel aus dem Nest. Tschiep!
Auf die Wiese. Unten am See.
Gleich bei den Fröschen.

Quak! Sagen die Frösche.
Tschiep! Sagt der Vogel.
Quak! Quak! Quak! Tschiep! Tschiep! Tschiep!

 

Abspielen

Yuvadan bir kuş düşer. Cik. Çimenlerin üzerine. Aşağıda, gölün orada. Hemen kurbağaların yanına.

Vak! Der kurbağalar.
Cik der kuş.
Vak! Vak! Vak! Cik! Cik! Cik!

Abspielen

Die Frösche denken: Für eine Fliege ist er zu groß, für einen Storch zu klein.
Der Vogel denkt:
Für einen Wurm sind sie zu groß
und für eine Mama singen sie zu schlecht.
Der kleine Vogel zeigt ihnen,
wie es richtig geht: Tschiep!

Aber die Frösche verstehen ihn nicht.
Quak! Quak! Quak!
Und der Vogel versteht die Frösche nicht.
Tschiep! Tschiep! Tschiep!

 

Abspielen

Kurbağalar düşünür: Bir sinek olmak için çok büyük. Bir leylek olmak içinse çok küçük. 

 

Kuş  düşünür: Bir solucan olmak için çok büyükler ve sesleri bir anne olmak için çok kötü. Küçük kuş onlara doğrusunun nasıl yapılacağını gösterir: Cik!

Ama kurbagalar onu anlamaz. Vak! Vak! Vak! Ve kus da kurbagalari anlamaz. Cik! Cik! Cik!

Abspielen

Da macht der Vogel etwas Verrücktes. Quak!
Und die Frösche schweigen.
So einen Frosch haben sie noch nicht gesehen.
So einen Frosch gibt es doch gar nicht.

Da macht einer der Frösche etwas Verrücktes: Tschiep!

Und die anderen Frösche machen mit: Tschiep! Tschiep! Und der Vogel ruft: Quak! Quak!  Und die Frösche singen: Tschiep! Tschiep! Tschiep! Und der Vogel ruft: Quak! Quak! Quak! Quak!

 

Abspielen

Kuş çılgınca bir şey yapar. Vak! Ve kurbağalar birden susar. Daha önce böyle bir kurbağa görmemişlerdir. 

 

Böyle bir kurbağa aslında hiç yoktur.

Kurbağalardan biri çılgınca bir şey yapar: Cik!

Diğer kurbağalar da aynısını yaparlar: Cik! Cik! Kuş seslenir: Vak! Vak! Kurbağalar: Cik! Cik! Cik! diye şakırlar. Ve kuş: Vak! Vak! Vak! Diye seslenir.

Abspielen

Das ganze Durcheinander hört der Storch.
Er landet mit breiten Flügelschlägen und hat Hunger.
Aber die Frösche singen wie Vögel.
Und der Vogel quakt wie ein Frosch.
Da versteht der Storch die Welt nicht mehr und fliegt davon.

Jetzt jubeln die Frösche. Ab heute werden sie singen, wenn der Storch kommt. Tschiep! Tschiep! Tschiep! Und sie werden es den anderen Fröschen sagen.

Tschiep! Tschiep! Tschiep! So hüpfen sie alle davon.

Abspielen

Bütün bu kargaşayı leylek duyar. Kanatlarını heybetle çırparak yere iner ve karnı açtır. 

Ama kurbağalar bir kuş gibi şakıyorlardır. Ve kuş bir kurbağa gibi vıraklıyordur. Leyleğin kafası bir hayli karışır ve oradan uçarak uzaklaşır. Kurbağalar sevinç çığlıkları atmaya başlarlar. Bugünden itibaren, leylek her geldiğinde, hepsi bir kuş gibi şakıyacaklardır. Cik! Cik! Cik! Ve bunu diğer kurbağalara da anlatacaklardır.

Cik! Cik! Cik! Böyle zıplayarak giderler.

Abspielen

Der kleine Vogel sitzt alleine auf der Wiese. Quak. Der Baum ist voller Blätter. Der Schatten voller Wiese. In der Wiese geht etwas. Raschel. Raschel. Schnuff. Ein Hund sucht brauchbare Sachen.

Quak! Sagt der Vogel. Wuff! Sagt der Hund. Und braucht keinen Vogelfrosch. Schnuff. Schnuff. Raschel. Raschel ... Weg ist er.

Abspielen

Küçük kuş çimenlerde yalnız başına oturuyordur. Vak! Ağaç yapraklarla dolu. Gölge çimenlerle. Çimenlerdeyse bir şey yürüyor. Hışır. Hışır. Snıf snıf. Bir köpek işe yarayacak şeyler arıyor.

Vak! Der Kuş. Hav! der köpek. Kuş-kurbağasına hiç mi hiç ihtiyacı yoktur köpeğin. Snıf. Snıf. Hışır. Hışır…. Gider.

Abspielen

Die Katze kann einen kleinen Vogel sehr gut gebrauchen. Zum Spielen: Wurfball. Tretkissen. Lumpensack. Katzen jonglieren auch gern. Mit zwei, drei oder vier Pfoten.

Haben sie genug gespielt, wollen sie fressen und  fahren ihre Krallen aus.

Wuff! Sagt der kleine Vogel. Miau! Schreit die Katze und springt auf den Baum.
Wuff! Sagt der Vogel noch einmal und fletscht seine Zähne. Wuff! Wuff! Wuff!

Abspielen

Küçük bir kuş bir kedinin oldukça işine yarayabilir. Oynamak için: Atmalık top. Tekmelemelik yastık. Eskici çuvalı. Kediler hokkabazlık yapmayı çok severler. Iki, üç ve dört patiyle.

Yeteri kadar oynadıklarındaysa da, yemek isterler ve pençelerini çıkarırlar.

 

Hav! Der küçük kuş. Miyav! Diye bağırır kedi ve ağaca zıplar. Hav! Der kuş tekrar ve dişlerini gösterir. Hav! Hav! Hav!

 

 

Abspielen

Da fliehen auch die Enten und Schwäne und alle Igel ducken sich.

Nur eine Schnecke verfolgt ihr Ziel. Langsam. Der kleine Vogel ist ganz ihrer Meinung: Leben und Leben lassen.

 

Abspielen

O anda bütün ördekler ve kuğular da kaçar oradan ve bütün kirpiler oldukları yere çömelir.

Sadece bir salyangoz hedefine doğru gitmeye devam eder. Yavaşça. Küçük kuş da aynı onun gibi düşünüyordur: yaşamak ve yaşamasına engel olmamak.

Abspielen

Kikeriki – ruft jemand um Hilfe. Kikeriki!
So klingt die große Not. Der Vogel läuft.
Er fliegt. (Fast.) Kikerikiii! Da steht ein Hahn auf dem Mist und sein Kopf brennt – irgendwie. Tschiep! Tschiep! Tschiep!

Da lacht der Hahn. Tschiep? Tschiep? Tschiep?
Er kämmt sein rotes Haar und steigt herab. Tschiep, tschiep, tschiep ... Soll das eine Sprache sein?

Kikerikiiii!!! Dann geht er frühstücken.

  

Abspielen

Üürüü! Birisi yardım  çağırıyor. Üürüü! Büyük tehlike kulağa işte böyle geliyor. Kuş koşmaya baslar. (Neredeyse) uçmaya. Üürüü!

Gübrelerin üzerinde bir horoz dikilmiş ve kafası yanıyor- her nasılsa. Cik! Cik! Cik!

Horoz buna güler. Cik? Cik? Cik? Kırmızı saçlarını tarar ve dikildiği yerden iner. Cik, cik, cik… Ne yani, bu bir dil mi şimdi?

Üürüü!!! Ardından kahvaltısını yapmaya gider.
 

Abspielen

Die Sonne wärmt wie eine Mutter. Der kleine Vogel weiß nicht wohin. Hier ist er noch nie gewesen.

Die Welt ist voller Niegewesen.

Quak! Sagt der Vogel. Wuff! Und: Miau. Als wirklich keiner kommt, ruft er sogar: Kikeriki!

Aber die Welt ist ohne Farbe. Der Himmel voller Wolken. Die Erde ohne Freunde. Quak! Wuff! Miau! Quak! Wuff! Miau! Quak! Wuff! Miau!

 

Abspielen

Güneş aynı bir anne gibi sıcacıktır. Küçük kuş nereye gideceğini bilmiyordur. Daha önce hiç burada olmamıştır.

Dünya bir sürü hiç olmamışlarla doludur.

 

Vak! Der kuş. Hav! ve Miyav. Kimsenin gelmediğini görünce, hatta: Üürüü! diye bile seslenir.

Ama dünya renksizdir. Gökyüzünde bir sürü bulut. Dünya arkadaşsız. Vak! Hav! Miyav! Vak! Hav! Miyav! Vak! Hav! Miyav!

Abspielen

Das hört ein Esel. Und bewundert ihn.
Der Esel kann nur eine Sprache. Und darin bloß ein Wort: I-ah! 

Der Vogel hört den Esel schreien. I-ah!

Er sieht das fremde Tier und seine Augen fragen: Kannst du mir helfen? I-ah! Schreit der Esel.
Weißt du, wo ich wohne? I-ah! Schreit der Esel. 
Und kann ich mit dir gehen?

 

Abspielen

Bunu bir eşek duyar. Ve ona hayran kalır. Eşek sadece tek bir dil bilir ve bu dilde de tek bir kelime: A-i!

Kuş eşeğin bağırdığını duyar. A-i!

 
Bu yabancı hayvanı görür ve soran gözlerini: Bana yardım edebilir misin? A-i! diye bağırır eşek.

Benim nedere oturduğumu biliyor musun? A-i! diye bağırır eşek. Peki seninle gelebilir miyim?

Abspielen

I-ah! Schreit der Esel und geht hinunter zum Fluss, weil er vom Schreien durstig ist.

Der kleine Vogel folgt ihm. Und der Esel freut sich darüber. Er mag fremde Sprachen.

Tschiep. Tschiep. Wuff. Wuff. I-ah!
Tschiep. Tschiep. Wuff. Wuff. Tirili! Tirila!

Der kleine Vogel bleibt stehen. Der Esel auch. Da ruft ein anderer Vogel! Unten am See. Gleich bei den Fröschen. Wer das wohl ist?

 

Abspielen

A-i! Diye bağırır eşek ve ırmağa doğru iner çünkü bağırmaktan çok susamıştır.

Küçük kuş onu takip eder. Ve eşek bundan çok mutlu olur. 

O yabancı dilleri çok sever.

Cik. Cik. Hav. Hav. A-i!
Cik. Cik. Hav. Hav. Tirili! Tirila!

Küçük kuş durur. Eşek de durur. Başka bir kuş sesleniyordur. Aşağıda, gölün orada. Hemen kurbağaların yanında. Bu kim ola ki?
 

 

 

 

Abspielen

Wuff

 

 

 

Abspielen

Hav

 

Abspielen


Ende

Abspielen


Son

 

Gehe zu:

in Landscape-Ansicht drehen